DEVAM:
5. Mücevherat, Külçe Altın Ve Anberin Zekatı
وَحَدَّثَنِي
عَنْ
مَالِكٍ،
عَنْ نَافِعٍ
: أَنَّ
عَبْدَ
اللَّهِ بْنَ
عُمَرَ كَانَ
يُحَلِّي
بَنَاتَهُ
وَجَوَارِيَهُ
الذَّهَبَ،
ثُمَّ لاَ
يُخْرِجُ
مِنْ حُلِيِّهِنَّ
الزَّكَاةَ.
Nafi' naklediyor:
Abdullah b. Ömer, kızlarına ve cariyelerine altın takılar takar, bunların
zekatlarını vermezdi.
قَالَ
مَالِكٌ :
مَنْ كَانَ
عِنْدَهُ
تِبْرٌ، أَوْ
حَلْيٌ مِنْ
ذَهَبٍ أَوْ
فِضَّةٍ، لاَ
يُنْتَفَعُ
بِهِ
لِلُبْسٍ،
فَإِنَّ عَلَيْهِ
فِيهِ
الزَّكَاةَ، فِي
كُلِّ عَامٍ
يُوزَن،
فَيُؤْخَذُ
رُبُعُ
عُشْرِهِ،
إِلاَّ أَنْ
يَنْقُصَ
مِنْ وَزْنِ
عِشْرِينَ
دِينَاراً
عَيْناً،
أَوْ مِئَتَىْ
دِرْهَمٍ،
فَإِنْ
نَقَصَ مِنْ
ذَلِكَ،
فَلَيْسَ
فِيهِ
زَكَاةٌ،
وَإِنَّمَا تَكُونُ
فِيهِ
الزَّكَاةُ،
إِذَا كَانَ
إِنَّمَا
يُمْسِكُهُ
لِغَيْرِ
اللُّبْسِ،
فَأَمَّا
التِّبْرُ
وَالْحُلِيُّ
الْمَكْسُورُ،
الَّذِي يُرِيدُ
أَهْلُهُ
إِصْلاَحَهُ
وَلُبْسَهُ، فَإِنَّمَا
هُوَ
بِمَنْزِلَةِ
الْمَتَاعِ
الَّذِي
يَكُونُ
عِنْدَ
أَهْلِهِ،
فَلَيْسَ
عَلَى
أَهْلِهِ
فِيهِ
زَكَاةٌ(
Süs eşyasının
zekatıyla ilgili olarak imam Malik şöyle der: Külçe altını, altın veya gümüş
cinsinden mücevheri olan kimse eğer bunları kullanmıyorsa her sene kırkta bir
üzerinden zekatını verir. Zekat için nisap miktarı olan yirmi dinar altın veya
iki yüz dirhem gümüş değerinden aşağı ininceye kadar zekatını vermeye devam
eder, bu miktardan azalınca zekattan düşer. Takmak için değil de bulundurmak
için aldığı süs eşyasının da zektınıda vermek icap eder.Sahibinin kullanacağı,
ancak tamire ihtiyacından dolayı bekletilen külçe altın ve süs eşyalarına,
kullanılan süs eşyaları gibi zekat
düşmez.
قَالَ
مَالِكٌ :
لَيْسَ فِي
اللُّؤْلُؤِ
وَلاَ فِي
الْمِسْكِ
وَلاَ
الْعَنْبَرِ
زَكَاةٌ.
İmam Malik'ten:
İnci, misk ve anber gibi zinet eşyasının tamamı zekattan muaftır.